7 Ekim 2010 Perşembe

Rangers vs Bursaspor

Geçen hafta Bursaspor-Glasgow Ranger arasındaki Şampiyonlar Ligi maçına gittik. Gelir gelmez katıldığım ilk sosyal etkinliğin bir futbol maçı olması biraz komikse de kesinlikle süper zaman geçirdiğimi söyleyebilirim. =)

Glasgow Rangers taraftarı agresiflikleri ve holiganlıkla tanındıkları için, maça gitme konusunda biraz şüphelerim vardı, çünkü Bursaspor tarafından -ki sonradan gördük,minicik bir tribün ayarlamışlar- bilet bulamamıştık. Sonunda 'bişi olmaz yaa' diyerek aldık biletleri. Sonuçta Celtics-Rangers maçında değildik, her ne kadar Celtics'le Bursa'nın formaları aynı olsa da, ve Bursaspor taraftarları Celtics diye tezahürat yapsa da..

Ranger Stadının olduğu yer, biraz banliyö gibi Ibrox diye bir mekan. Maça metroyla gittik. (Bu arada Glasgow'un metrosu hayatımda gördüğüm en komik metro. Tek bir hat var, ve daire şeklinde. Inner Circle ve Outer Circle olarak iki hat yapmışlar, ters yönlerde ilerliyor. Ayrıca minnacık ve sürekli sarsılıyor. Roller Coaster diyor zaten burdaki insanlar da. Belki fotoğraflarını eklerim daha sonra.) Buchanan istasyonuna yaklaşırken mavi Tennets formalı insanları görmeye başladık. Muhtemelen 1-2 saat önceden içmeye başlamış olan Ranger taraftarı da marşlara ve küfürlere başladı =) Sıkışık bir yolculuk sonunda vardık stada.



Baya güzel bir stadmış. Girişte kimsenin üstü aranmadı, rahattı. Ama yol boyunca her yerde polisler vardı. Muhtemelen stadın içinde de vardı, ama göremedim ben pek. Çok dolu olmaz diye düşünüyorduk ama tıklım tıklımdı! Sadece kale arkasında yer bulabildiğimiz için de, ateşli bir taraftar grubuna yakın oturmuş olduk.
Maç başladı hemen. Aynı hızda da Rangers'lı olmadığımızı anladı çevredeki insanlar =) Bursa ilk yarıda hiç iyi oynamadıysa da, ne zaman ceza sahasına yaklaşsalar, küfürler, el kol hareketleri, yuhlamalar kopuyordu. Ön sırada kendinden geçen bi adam da arada bize dönüp sırıtarak 'Sorry for that hehehe' diye güldü. Alnımızda mı yazıyodu ne anlamadım =)


Sonra birinci gol geldi Rangers'tan. Biz aslında daha kötü bir sonuç bekliyorduk ama, ikinci yarı biraz heycanlandırdı bile, belki beraberlik olur diye.. Olmadı tabi. Belki de sağlığımız açısından daha iyi oldu =) Yine de çok eğlenceliydi. Sürekli marşlar, sloganlar, davullar, herkes ayakta. Türkiye'deki gibiydi. Kadın taraftarlar da benim görebildiğim, turistler hariç bir elin parmakları kadardı. Dönüş biraz işkence oldu, çünkü minik metro çok fazla insan alamadığı için, 1 saat sürdü sıra beklemek. Güzeldi yine de.. Başka bir maç olursa tekrar gitmeyi düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder