29 Eylül 2010 Çarşamba

Haggis.. NO!

Sadece gezilerden değil, yemeklerden de bahsedicem.. Genelde evde yemek yapmayı tercih ettiğim için henüz çok fazla lezzet keşfetmiş değilim. Aslında civardaki yani Merchant City'deki restoranlar da ağırlıklı olarak İtaylan, Hint ve Çin mutfaklarını sunuyorular. Yine de İskoçların ulusal yemekleri olan Haggis'i tatma şansı(!) buldum bu süre zarfında.

Haggis, koyunun kalp, karaciğer ve akciğerinin ince ince kıyılarak, bir süre pişirilmesi, sonra da içine kuyruk yağı, soğan ve yulaf ve baharatlar eklenerek, işkembeye doldurulup o şekilde bir süre daha pişirilmesi ile hazırlanan bir yemek. (Bazı yemeklerin nasıl ortaya çıktığını gerçekten merak ediyorum..)

Beril'le bir öğlen gittiğimiz Ingram Pub'da denedim bu enteresan yemeği. Biraz daha yumuşatılmış haliydi gerçi. Haggis'li tavuk sarma gibi bişey. (öndeki tabakta) Pek yemek seçmeyen bir insan olmama rağmen hiç ama hiç sevmedim =D Öte yandan İskoç'ların da acayip bir bağlılığı var bu yemeğe. Ev arkadaşlarımdan buralı olan ilk tanıştığımızda heyecanla Haggis'i denedin mi sordu. Ben de pek sevmedim ama belki bir daha deneyebilirim falan dedim. Ona, do you like it? diye sorunca I LLLLLOVE ITTTT! cevabını aldım. =D Bravo.

Kokoreç sevilmez mi beaa diyip durduğum insanlara dair düşüncelerimi bir kere daha gözden geçiricem sanırım..

1 yorum: